Markamız

Zamanın başlangıcından beri Dolunay, insanlık için mistik bir büyüye sahipti ve birçok çılgın şeyin olmasından sorumlu tutuluyor.

Neredeyse tarihin başlangıcından beri, zaman, gelgitler, hayvanlar ve insan, hem bilimsel olarak hem de belki de peri masalları, fabllar, mitler ve efsaneler tarafından Dolunay’dan etkilenmiştir. Savaşlar, Ay’ın mevcut (veya mevcut olmayan) ışığıyla planlandı, kazanıldı ve kaybedildi.

Dolunay Hakkında Sıradışı Mit ve Teori

1-) Dolunay Zihin Sağlığınızı Bozabilir

Eski zamanlardan beri, dolunaylar uyurgezerlik, intihar, gizemli faaliyetler, şiddet nöbetleri ve tabii ki kurt adamlara dönüşme gibi garip veya çılgın davranışlarla ilişkilendirilmiştir. Gerçekten de, “çılgınlık” ve “delilik” kelimeleri, her gece gümüş arabasını karanlık gökyüzünde sürdüğü söylenen Roma ay tanrıçası Luna’dan gelir.

Binlerce yıl boyunca doktorlar ve ruh sağlığı uzmanları, mani ve ay arasında güçlü bir bağlantı olduğuna inandılar. Modern tıbbın babası olarak kabul edilen Hipokrat, MÖ beşinci yüzyılda “Geceleri dehşete, korkuya ve deliliğe kapılan kişiyi ay tanrıçası ziyaret etmektedir” diye yazmıştır. 

18. yüzyıl İngiltere’sinde, cinayetten yargılanan insanlar, suç dolunay altında işlenirse, delilik gerekçesiyle daha hafif bir ceza için kampanya yürütebilirdi; bu arada, Londra’daki Bethlehem Hastanesi’ndeki psikiyatri hastaları, belirli ay evreleri sırasında önleyici bir önlem olarak zincirlendi ve kırbaçlandı. Bugün bile, hipotezi çürüten çalışmalara rağmen, bazı insanlar dolunayların herkesin biraz zihnini karıştırdığını düşünüyor.

2-) Uzaylılar Ay’da Yaşıyorlar

1820’lerde Bavyeralı astronom Franz von Paula Gruithuisen, teleskopuyla aydaki tüm şehirleri gördüğünü iddia etti. Orada yaşayan “aylılar”ın sofistike binalar, yollar ve kaleler inşa ettiklerini yazdı. 
Meslektaşlarının çoğu bu iddiasını alaya aldı ama sonunda adını küçük bir ay krateri aldı. 

Ünlü bir İngiliz astronom ve besteci olan Sir William Herschel de uzaylıların ayda yaşadığını düşündü ve inşaat projelerinin ilerleyişi hakkında düzenli gözlemler yaptı. 1835’te New York Sun, Ay’da yaşamın sözde varlığı hakkında bir dizi sahte makale yayınladığında “Büyük Ay Aldatmacası” denilen şeyi ortaya çıkarmış oldu.

3-) Nazilerin Ay’da Bir Üssü Vardı

İkinci Dünya Savaşı sonunda söylentiler Alman astronotların aya seyahat ettikleri ve orada çok gizli bir tesis kurdukları haberlerini servis etti. Hatta bazıları, Adolf Hitler’in kendi ölümünü uydurduğunu, gezegenden kaçtığını ve günlerinin geri kalanını bir ay sığınağında yaşadığını iddia etti.

Nazilerin sözde UFO geliştirme programı ile 1947’de New Mexico, Roswell yakınlarındaki ünlü olay da dahil olmak üzere uçan daire manzaraları arasında da bağlantılar kuruldu.
 
Bu teoriler, 1947’de Robert A. Heinlein tarafından yayınlanan bilim kurgu romanı Roket Gemisi Galileo’nun temelini oluşturur.

Dolunay’ın Bizim için Anlamı

Okuduklarımıza ve insanların zihinlerinde yer bulan dolunay oluşumlarına baktığımızda neyi ifade ettiğini yeteri kadar görmüş olmalıyız. Dolunay Dedektiflik bu ad altında dedektiflik sektöründe markalaşmaya büyük önem verir. Bunun başlıca nedenleri de gecenin karanlığında ve tehlikeyle dolu zamanında bile alanımızdaki uzmanlığıyla çalışmalarını ara vermeden sürdürmesidir.

Bunun yanı sıra bu evreye hakim bir profesyonelliğin dedektiflik alanındaki başarıyla bire bir bağlantılı olduğunu düşünüyoruz, iyi bir dedektifin gece dolunayında olanları anlaması ve çözümlemesi demek, sonraki pek çok sorunu da çözebilmesi demektir. Dolunay’ın ürkütücü atmosferinde bile ne olursa olsun bir ipucunun ve bir bilginin peşinde olacağımızı bugün markamız gerçeğiyle söylüyoruz.

Doğru tercih ve iyi düzeyde bir başarı asla tesadüf değildir.